Pazar, Şubat 28

Pazar Sevişgenleri

Çıkmadan şunu da sölemek istedim..
Asabi biriyseniz arkanızda bir kaç leş bıraktıktan sonra artık şöyle bir döneme giriyorsunuz.."Offf bütün manyaklar da beni buluyor dönemini geçtim aslında artık kendimde problem oldugunu anladım amına koyiyim ama bir türlü hakimiyetimi sağlayamıyorum.."
Sonra aslında bunun karşılıklı bir şey oldugunu sizi sinirlendiren şahısların da en az sizin kadar asabi insanlar olduklarını ama dışa vuracak kadar cesaretleri olmadıgını farkediyorsunuz.
Aslında herşey sevmekle ilgili, sevdiğim insanlara hep sinirlenirim ama beni sakinleştirebilen birine aşık olurum. En güzel his kızmaya kıyamadıgınız anda hissettiğiniz masumiyet.
Yaradılışımdan ötürü kime hesap sorayım ki.. Bir alıntı yapayım populer "kültürden"..
"Ben anama babama tepkiliyim yani benim ailem kendine bakmamış mı beni yaparken ya benim babamın hayvanat bahçesinde arkadaşlarımla resmi var annem bıyıklı..."
Recep senin gibi olmadıgıma şükretmiyor değilim; benim sorunum kafamın içinde. Şimdi Cenk in cümlesi : AAAA senin kafanın içi boş sanıyordum ben?!
Asabiyette çok yol katetim gerçekten...

Cuma, Şubat 26

Triger kayışı

Ben yelkenciyim. Tanrı nın bir osuruğuyla dünyayı gezip gelebilirim. İyi ya da kötü yelkenci ayrımını "Tanrı nın unuttugu deniz" adlı benim deyimimle kutup şamandırası yarışını anlatan kitabı okuduktan sonra yapmanızı tercih ederim.
Delilik de böyle bir şey olabilir. Bir olayla taşma noktasıyla aniden meydana gelen güzide bir tepkime ve ilerleyiş.
Bugün duydugum en garip şey, annanemin bir kediyi ameliyat ettiğiydi, hem de jilet ve tentrdüyot eşliğinde. Kedinin yaşaması ilginç. Fakat daha sonra kudurduğunu evdeki bütün tabakları kırmasından oraya buraya saldırmasından anlayan ahali kayıkla Haliç e açılarak kediyi suya atmışlar. Ve daha da ilginç olanı kedinin ertesi gün geri gelmesi... Akabinde yıllar içerisinde kendiliğinden hak-ı rahmetine kavuşmuş olan o kedi bence superman den daha efsane ve benden de daha iyi bir yelkencidir.
Triger kayışı değiştirmek isteyen varsa 900 tl imiş bugün öğrendim. Kopmadan değiştirmeyin. Ben uzun yola çıkıcam diye değiştirmeyi düşünüyorum. Bu kopuk akılla yazı zor getiririm..
Allah rahatlık versin. Rahat böyle serbest oooh böyle bi rahat yani..

Cumartesi, Şubat 20

Kama Sutra

Kama sutra zevk kitabı olarak tercüme edilen ama tercümesine gerek duyulmadan ne oldugu hemen anlaşılan yabancı kelime bütünlüklerimizden sadece biridir. Ben ne terbiyesiz ne ahlaksız azmış.. bi kız filan değilim. Merak meselesi olarak görelim. Zaten ne ben ne de sevgilim o kadar elastik vücutlara sahip değiliz. Ama burda çok sıkıldıgım için okuyacak sınırlı sayıda kitap bulabilen bünyemin beni sürekli spor salonuna yönlendirmesine bir dur anlamında "bak taz bu kama sutra neymiş hadi koş sen onu öğren biraz oku oyalan" diyen yine o sadece el parmakları elastik olan kolpa aikidocu sevgilimdir. Kama sutra aslında çiftli yoga hareketlerini de barındıran aslen yaşamayı sevmekle ilgili birşeydir. Kitapçıda görülüp de "ayıb kitab cübbeli ahmet hoca burda olsa da gınasa" denecek bir şey değildir. Google books sekmelerinde bununla ilgili 162 sayfalık bir eserin giriş bölümünden okudugum kadarıyla insanın çeşitli yaşlarında tecrübe etmesi gereken bazı durumlar olduguna inanılıyor. Bu tıpkı ilkbahar yaz sonbahar kış gibi aynı duyguları uyandıran durumlar.
Benim gerçeklerim:
İnsanlar günümüzde hayatının hiçbir mevsimini duygularını yaşayamadıkları için anlayamamaktadırlar. Toplumun baskısı aldatma sevişme kötülük iyilik zavallılık çaresizlik gibi kavramları karman çorman edip sosyal hayatın içine sıçtıgı içindir ki hala kompleksler içerisinde kıvranan düzinelerce genci okullarda barlarda tuvalet ve salonlarda görmeye alıştık.
Buna kabahat bulurken tabi ki herşeyi abartma eğilimindeki insan bünyesini hesaba katıyorum.
Mühim olan aslında işte o çocuk askerde nöbetteyken ve siz dışardayken içinizin hiç rahat olmamasıdır. Onun tişörtlerini giymektir. Onunla uyanık kalmaya çalışmaktır. Ortak hayaller kurmaktır.
Bunları hala okuyorsanız hormonlarınız kama sutra yazısını gördü ve fantezi niteliğinde bir iki cümle aramaya çoktan başladı. Herşeyi yapan onlar zaten değil mi? Belki de genel evdeki kadına aşık olup "bataklıktan" çıkarmaya çalışmak da bu yüzdendir.
Doğaya aykırı davranmayın, doğada hiçbirşey abartı değildir. Herşey bir denge ve huzur içindedir. Mevsimler renkler dertler tasalar heyecanlar hepsi dengelenebilir. Mutlu olunabilir. Bir çözüm bulunabilir. Bir tekne alınabilir bir sevgili bulunabilir ..herşey çok güzel olabilir..

Cumartesi, Şubat 13

Entellektüel Öküzler

Sergideyiz. Resim sahipleri orta yaş -hatta daha ileri benim tabirimle yarım asırlık- hanımlar. Hepsinin resim geçmişi en fazla 5-6 yıllık. Fakat ilginçtir, bir de beyin resmi var kendisi 70 lik dedemiz olur ama emeklilikten sonra merak sarıp binbir ricayla hanımların sınıfına yazılmış ve sergide onun da bir tablosu olmasını hocaları çok desteklemiş ve tabi biz de bu motive edici hareketi destekliyoruz.
Ortam, 726238 fotograf makinesi ve 645 kameradan ibaret. Belediye başkanı dahil gidip gelen 100 kişiyi aşmıştır. Yeme içme, dedikodu, aaa nasıl yaptınız? sorusu belirgin aktiviteler arasında. Bu meyanda entel kılıklı bir sarışın ablamız yaklaşarak " bir saattir resim çekiceksiniz diye dikiliyosunuz anlamıyorum" diyor. 5-10 saniyeye idrak ediyoruz resmin önünü kapatmışız. Belirgin gerçekler :
1. "yaaa avrupalı bunu yapmıyor işte bizim türkler serginin bile içine sıçmış..."
2."ya insanlar heves etmiş ev hanımı çoğu şurayı geziyim de sonra buraya tekrar gelirim.."
ve benim gerçeğim :
Fiziksel estetiğinde yetersizlik oldugunu düşünerek herşeyi bir kırmızı çerçeve rayban le kapatmaya çalışıp entellektüel bir öküz olmak, maalesef sizi sanattan anlar yapmıyor. Belki de sanat resmin kendisinden çok, ona bakarken, sanatçının neler hissettigini anlayabilme yeteneğinizdir. Şayet hiç birşey hissetmiyorsanız sizin için boşlukta bir gün hatta bir yaşam başlamıştır çoktan. Empatiniz sıfır, bencilliğniz yıldızlı pekiyi ve arkadaş sayınız da 1 dir.
Bu durumda tabu bile oynayamaz bilgisayarla satranca tam gaz devam eder kendinizi zekii hissetmeye başlarsınız. Ama aldıgınız kilolar sizi bir de yeşil rayban almaya itince umarım beni anlarsınız..

Perşembe, Şubat 4

Woody Allen

Tüy: epilasyon gerektirir, seyrinden çıkmamanı sağlar, koltuklara dökülür, yastıklara depolanır, iğrendiricidir, sevimlilik göstergesidir, zenginlik ibaresidir.

"Umut tüylü bir şeydir." diyor kitabın daha 3.sayfası. En başından anlayamıyorum zaten ne demek istedigini, ama sonraları çözülüyor herşey. En başından anlayamıyorum çünkü sanıyorum ki o da "the others" kampından çıkma bir kitap.
Bizdenmiş, gözlerim doldu denebilir.Yine de benim açımdan apayrı bir yol çıkabilir..

Kendinizi çoğu kez traşsız görmüşsünüzdür. Denizde gözlerinizi ayırmamak için şaşı beş olursunuz ama zevklidir buna gülersiniz. Köpeğinizin arkasından bıkmadan toplarsınız o tüyleri. Yastığınızı her akşam kabartıp kafanızı içine gömmek bir devekuşu kadar gamsız uyumanızı sağlar.Sevdiginiz adamın bırakın tüyünü bokundan bile iğrenmemek size daha da sempatik gelmektedir artık. Düşünemezsiniz kuşları tüysüz kedileri yumak yumak yapmayan bir sevimliliği. Ve ewet, herseye ragmen paraya kıyar vizonu geçiriverirsiniz sırtınıza.

Bunların hepsi için umutlanmak lazım karafatmaların bile tüyleri var..Acaba umut "süper kene" de mi..?