Kızlar çoktandır biliyorlar ama erkekler için söleyeyim; Mango nun yeni kreasyonunda Oz büyücüsü tişörtleri var. Gördüğüm zaman baya bi süre baktım filmi hatırlamaya çalıştım. Sonra herseyi gerçek sandığım o heycanla izlediğim anları bi gözden geçirdim. Aslında içten içe bi ses söylüyormuş bize, ya kızım salak mısın ya bunlar tabiki gerçek filan değil..., ama inanmak istemek önemlidir.
Marylin Monroe da inanmak istemiş. Hatta onu inandırmışlar. Çocukluktan beri komşuları ve annesi çok güzel oldugunu dönemin aktrislerine benzediğini ve ilerde herkesi etkileyeceğini empoze etmişler ve sonuç olarak o inanmak istediği şeylere neredeyse sahip olmuş. Neredeyse diyeceğim çünkü bu herkesin imrendiği seks ilahesi düş kırıklığının en büyüğünü artık inanmaya gücü yetmediğinde yaşamış.
Dönemin entellektüeli oyun yazarı Arthur Miller la evlenmiş ve içindeki masumiyetin üzerine gitmiş. Ama Miller onu ilk zamanlar çok begense de sonraları acımaya başlamış zayıflıklarına. Nihayetinde bunları Arthur un günlüğünden öğrenen Marylin intihar etmiş 1962 de.
Bunu bir dergide okudum ve hoşuma gitti açıkçası, zaten hiçbir şey mükemmel gitmiyor hiç zaman gitmemiş. Belki de öfkeyi bırakmak gerekiyordur. Belki yolunda gitmeyen şeyler için üzülmek bağırmak zincirleri kırmak yetersizdir,manasızdır.
Tek gerçek duygu birşeyleri kabullendiğin an hissettigin o sakinliktir; ve bir de kibir.. Bi adamı olduğu gibi kabullenmek .. ve her zamankinden 15 dakika daha fazla koşabilmek için hayal ettiğin kibir.
Rodin..kemiklerin sızlamasın canım, sanatını begeniyorum.
Ama eninde sonunda Tanrı nın ya eli ya beli ya ayagı, şansın varsa kalçası olursun.
bi de altı tane ayak parmağı varmış bayan monroe'nun. öğrenince çok üzülmüştüm.
YanıtlaSilokuduklarm arasnda en gzl postun sanırm.
YanıtlaSil