Salı, Ekim 25

Afet

İşveli kadınlar vardır adı Afet olan, keşke o konuyu anlatsaydık şimdi ama çalışmadıgımız yerden geldi. Meseleyi uzun uzadıya baştan almayacagım, ben kendimi afetzede yerine koyacağım. O konularda çok iyimdir. Profosyonel afetzede olabilecek kadar rüya ve hayal sahibiyim. Farzedelim ki beni ailemi kurtardılar. Bizim buluşma noktamız var Cenk'le telefonlar çalışmayacagı için öyle bi yer belirledik. Ben o sokakta işe yarar çok şey de bulabilecegimize inanıyorum çünkü. Saklanmak gerekse süper yer, ihtiyaç olsa onu da buluruz. Tabi bunlar savaş filan da dahil düşünüldügü için böyle. Gelelim deprem durumuna, kamyon filan yağmalamam, bakarım eksik var, illa ki birileri çadırsız malzemesiz kalacak, ben hemen kendime korunaklı bi yer yaparım. ateşimi yakarım ne gerekiyorsa kendim bulup buluştururum. Tıkandıgım yerde tabiki gidip yardım isterim ama o ancak yiyecek konusu olabilir, İstanbul da avlayacak hayvan yok sahilden balık tutmak lazım anca. Organizasyon da sikimde olmaz afedersiniz, insan bu kadar da müşkül bi varlık değil, bnlerce yıl her şarta dayan sonra kamyon yağmala. Hem de küresel felaket fln da değil he daha bi Van dan bahsediyoruz. Bu insanlar çok fena.. Gelir benim yaptıgım yuvaya bile göz diker bunlar. Beni parçalar yer filan. Suçu organizasyona atmayın, biraz da cahilliğe atın. Koyun gibi güdülmek isteyen insanlardan bahsediyoruz burda. Eğitimle de ilgisi yoki tembellik yavşaklık filan.. O tip vardır, herşeyi olsa da bedavaya göz diken vardır ya hani, işte onlardan tiksinirim en çok. İnsan olmak başka birşey, yeri gelicek birinin çocugunu da teklif edeceksin kendi çadırına almayı. İnsan böyle bireysel yavşakça hareketlerle hayatta filan kalamaz. Geçmiş olsun Van halkına, ilk karda ölür bunlar.

Pazartesi, Ekim 24

Kış Bahçesi

Yaşlanmaya başladıgımı hissettigim anda yapacaklarım gayet net. Hoş saçımda beyazlar var ve dudak kenarlarım kırışabiliyor artık ama olsun onlar sayılmaz. Dizlerim squat yapmak istemeyecek kadar yaşlandıgında demek istemiştim. Yeterli parayı denkleştirebilirsem, çok güzel anılar biriktirdigim teknemi oğluma/kızıma emanet edip kendime hafif şehir dışında bahçeli bir ev satınalma fikrindeyim. İçini istediğin kadar akvaryumla doldurabilirsin Cenk hatta istersen kapıları filan kapat ve su doldur. Benim işim dışarıyla, oraya bi kış bahcesi yapıcam, ama bu öyle bir bahçe olucak ki yıllar içinde ancak tamamlanabilecek. Artık epey yaşlanmış köpeğimle yağmurda kenarında oturacağız. E işte bildigimiz zen bahçesi.
Sıkıldıkça borsada bir kaç kağıt oynar bahçeyi beni zorlamayacak kıvamda işlemeye devam edebilirim. Hem hayatıma hareket gelir. Sanırım o güne kadar baya yorulacağım. Çalışmaktan değil belki ama, laf anlatmaktan. İnsan, bireyselliğinle toplumcullugun arasına bu kadar sıkıştıgın hiç olmamıştı, söyler misin bu yüzyılda amacın nedir?
Evet, bazen çok acımasız eleştiriyorum. Herkesin kendine göre sebepleri var değil mi.. Kürtlerin bile var. Hadi şimdi otur aç televizyonu felaketleri izle, hiçbir zaman hayalleri gerçekleşmeyecek insanları gör, kork. Acaba televizyonun icat amacı kitleleri gerçekten korkutmak umutsuzlaştırmak ve bağlamak mıdır diye de düşün bir yandan, ama tedbiri elden bırakma akut a da 5tl yardım yap ne olur ne olmaz.
İşte bu değil midir bu yüzyılın sorunu, sıkışmışlığı?

Çarşamba, Ekim 19

Atlas

Aklımda niye öyle kaldı bilmiyorum, Tike nin ordaki bahcede sanki Atlas heykeli var gibi geliyor bana hep. Var mı acaba..oradan geçiyorum ve sonra hep karıştırıyorum.O taş saksılardan olsa gerek.. O adama da ne kadar üzülüyorum. Tanrı, şunu bi tutar mısın canım?, deyip kakalamış resmen, dünyayı adama kitlemiş bildiğin. Acaba Obama, Bush da sana bi dakka tutar mısın şunu deyip mi kitledi başkanlıgı ya? Oval ofise kitlenmiş gibi bi halin var.. Karın da şişti patlicak artık.. Çocuklar desen eklemlerde protein birikmesi oldu, hastalığın da bi adı var unuttum..zengin hastalığı denir ona. Yavrum hani sen barış getirecektin filan ne oldu onlar? Arap baharı diye klas da bi isim uydurduldu. Aman ne bahar.. Demişken havalar çok soguyacakmış bu sene, nası üzülüyorum fakire fukaraya belli değil.. İnsanlar koca kentin ortasında donarak ölüyorlar, bu korkunç birşey.. Evdeki eski battaniyeleri günyüzüne çıkarıp bi kaç yere bırakıcam. Bazen yapıyorum öyle, çorap, iç çamaşırı, yazın mayo bile bırakmayı düşündüm. Gençler belki biraz üst baş düzelince caddebostan plajında daha makul hareketlerde bulunabilirler dedim. Hayvanlar da çok üşüyormuş, hayvan o üşümez mantığı olmuyormuş malesef, onlara da kutu filan yapmak lazımmış. Yaparım, elimemi yapışır sanki..Şimdi ben kendi kendimin Atlas ıyım, Tanrım bize nası kakaladın bu hayatı hakkaten? Cennette napıyorduk da kekledin bizi, şu elmayı 2 dakika rica etsem, hadi canım bi tutuver... Bence bize attığın en büyük kazık birbirimiziz, çamurdan yaratmicaktın abi sudan filan yaratacaktın. Olmuyor böyle bak birbirimizi kendi yaptığımız metallerle vurup duruyoruz. Baya aptalız yahu.

Cuma, Ekim 14

Stop.

Ay neler var kafamda benim böyle?! Yağmurda çorapsız converse giymeyi normal görür oldum. Abi zaten ölcen niye insanların ne yaptıgıyla ilgileniosun hadi ilgilendin merak ettin niye kişisel hayatlarıyla uğraşıyosun sen zaten ölcen adam sonra devam edicek yani böyle yapmaya.. Ebeveyn ne acaip bişedir. Bu benim eserim sanatım, kanımdan canımdan... Bi yerde bi hata var. Ben birlikte bunu yapalım demiyorumki ben yapıcam diorum sen bana yapma diosun, nie ki bunu ben yapcam sen diil. Olayın özeti böyle. Dünyada yanlış diye birşey kimseyi ve doğayı incitmediginiz sürece yok. Geri kalan herşey doğru. Bu kadar free dünyada gene neden birbirimizi kırmaktayız hala neden işe arabayla gitmekteyiz ve neden sorunlarımız var? Gerçekten tez konusu. Ayagıma su dolmasını ve okulda çorapla oturmayı normal buluyorum evet. Ama bütün ders kuruyamaması hiç normal gelmiyo, elimden geleni yaptıgımda bi anda sonuca ulaşmalıyım sanki. Dün gece arabadayım, sevgilim kullanıyo, gece yolculugu, gözlerimi kapatınca sadece parlayıp geçen otoban ışıkları var, radyoda güzel bi müzik çalıyo ona verdim kafamı, tabiki hayattayım, tabiki burdayım ve memnunum.

Çarşamba, Ekim 12

Savaş Taktikleri

En az 4günlük plan yapmazsam içim rahat etmiyor. yapmayayım diyorum, olmuyor. Mutlaka gerçekleşmesi de cabası..Açıkçası bütün varyasyonlarını planladım. İhtimal dışında hiçbirşey olmadığını düşünüyorum..zor..yani... Gün öyle bir hızla başlıyor ki minik nöronlarım hemen titreşmeye başladı bile. Kavaltıda ne yiyeceğim en uzak ihtimalle dünden belli, karbonhidratı yüksek yenmiş bir akşam yemegi ertesi günün kahvaltısını saf proteine dönüştürebiliyor, bunlar otomatik hamleler, kalsiyumu emilsin diye yanında domates zaten promosyon karar. Bu ara almayı unuttugum soya sütü planlarım arasında değil o spontone gelişmesi için askıda. Okula gidilecek mi, evet bugun ders var 09.30 da olmam gereken yer metrobüs, evet tam o an ordayım. Çıktım, yoldayım, düşünüyorum akşam spora gideceksin, 6 da çık yürüyrek git orda bisiklete binersin, duş alma orda bu ara bi ziyaretçin var mikroskobik, çok terleme sevgiline gidiceksin tam varış saatin 20.15, sana protein shake hazırlasın ve 20.30 da favori dizini izliyo ol. Sonrası plansız ;) Tabi sadece o gün için.. Ertesi gün film ekimine 2 biletin var sbh akşam ve giriş çıkış kavaltı alışveriş yemek,spor, tüm saatlerin belli, cuma günü off sun annenle öğlen kahve iç gel film izle 6 da çık spora git, gerisi plansız. cumartesi yarıştasın,sbh karbonhidrat al, akşam en geç 7de duş almış olucaksın rota kısa, babylondaki konsere yetişebilirsin,süpriz rüzgarsızlıklar için şimdiden söz verme. bu arada akvaryumu gelmiş olucak ve sevgilin ona vericek tüm enerjisini, pazar yine aynı durum devam edebilir ama pilates dersin var 12 de orda olmalısın sevgilini ikna etmelisin 1 de o da orda olmalı ama hava güzel olucak ve bisiklete binmek isticek, bu durumda sen salonda dersini verip çıkmalısın kardiyo yapmamalısın ve sbh ii bi kavaltı etmelisin. Bu arada 14üne kadar ödemen gereken paraşar var bunlar için kumvarayı kır döviz bürosuna git bu da soya sütü gibi askıda. Bu arada sosyal bi insan ol, sev, sevil, seviş ve hayattan kopma o an gerçekten orda ol, tüm istedigin düşünecek aksiliklerinin olmaması.


Çarşamba, Ekim 5

Sorum Olacaktı..

Vergi dairesine gittim. Acaip kuyruk var veznede. Allahtan veznelik bir işim yok, sorucaklarım var sadece. Bir teyzemz var şişko biraz alınmasın ama, öyle de aksi ki. Öyle de kibar davranıyorum ki.. Sonunda kızmak gibi hislere girmedim ama kadına bi nefes aldıktan sonra, iyi de haketmiyorum ki.. demek istedim. Mekan bombok çalışma ortamı olarak çok gürültülü hayat orda geçer mi bilinmez ve masası kapının tam karşısı, her gelen ona bir şey soruyor. Anlıyorum, gerçekten anlıyorum. Sonra başka bir masada bir bey buluyorum. Nazik davranıyorum, ve işte, öğrenmek istedigim herşey önüme döküldü bile. Hep desteklerim. K-pax gibi bir gezegenimiz olsa ve cinsiyetlere, ailelere, vs değerlere pek takılmasak dünya mükemmel olurdu. Kim ne diyebilir ki kadın devlet memuru isterse bomboş oturur bütün gün. Öbür bey de isterse hiçbir şey anlatmayabilir ve ben götüme baka baka çıkar gider, forumlardan araştırırım tekrar giderim. Diyeceğim o ki; yaptıgımız şey herneyse ondan kaçarak zaman geçirmek mümkün değil. Ne hareketli ortam deyip biraz olsun keyif almaya bakmak lazım. Şahsen o harakette enerji buldum. Bayıldım masaların arasında mekik dokumaya. Benle aynı şekilde ilk defa gelmiş ve off-poff yapanlar da vardı yani bunun gün sayısıyla da ilgisi yok.
Sanırım taktik, bulundugun yeri tahlil etmek ve onu araştırmak kafanda. Kitap okurmuş gibi konuşmak lazım sanırım insanlarla, onları keşfetmeye çalışır gibi olmalı. Bazen o kadar kaptırırım ki empatiden de yardım alırım ve ses-mimklerimle karşımdakini istemsiz olarak taklit etmeye baslarım sohbet esnasında. Böylece ne dedigini daha iyi anlayabileceğim gibi hissederim. Mesele anlamak oldugunda bu böyle tabi, he mesele herkesi karşına almak sidik yarıştırmaksa gayet yabancı gibi konuşulabilir. Kafandaki sabit fikri kakaladur.. Zaten genelde bu böyle geçer, çok bi kendi çizgisi olan çok bi soyutlanmışlar hep kendine güven başlıgı altında reddederler her fikri.
Esne insanoğlu esne..acıyı azaltır.