Çarşamba, Ekim 19

Atlas

Aklımda niye öyle kaldı bilmiyorum, Tike nin ordaki bahcede sanki Atlas heykeli var gibi geliyor bana hep. Var mı acaba..oradan geçiyorum ve sonra hep karıştırıyorum.O taş saksılardan olsa gerek.. O adama da ne kadar üzülüyorum. Tanrı, şunu bi tutar mısın canım?, deyip kakalamış resmen, dünyayı adama kitlemiş bildiğin. Acaba Obama, Bush da sana bi dakka tutar mısın şunu deyip mi kitledi başkanlıgı ya? Oval ofise kitlenmiş gibi bi halin var.. Karın da şişti patlicak artık.. Çocuklar desen eklemlerde protein birikmesi oldu, hastalığın da bi adı var unuttum..zengin hastalığı denir ona. Yavrum hani sen barış getirecektin filan ne oldu onlar? Arap baharı diye klas da bi isim uydurduldu. Aman ne bahar.. Demişken havalar çok soguyacakmış bu sene, nası üzülüyorum fakire fukaraya belli değil.. İnsanlar koca kentin ortasında donarak ölüyorlar, bu korkunç birşey.. Evdeki eski battaniyeleri günyüzüne çıkarıp bi kaç yere bırakıcam. Bazen yapıyorum öyle, çorap, iç çamaşırı, yazın mayo bile bırakmayı düşündüm. Gençler belki biraz üst baş düzelince caddebostan plajında daha makul hareketlerde bulunabilirler dedim. Hayvanlar da çok üşüyormuş, hayvan o üşümez mantığı olmuyormuş malesef, onlara da kutu filan yapmak lazımmış. Yaparım, elimemi yapışır sanki..Şimdi ben kendi kendimin Atlas ıyım, Tanrım bize nası kakaladın bu hayatı hakkaten? Cennette napıyorduk da kekledin bizi, şu elmayı 2 dakika rica etsem, hadi canım bi tutuver... Bence bize attığın en büyük kazık birbirimiziz, çamurdan yaratmicaktın abi sudan filan yaratacaktın. Olmuyor böyle bak birbirimizi kendi yaptığımız metallerle vurup duruyoruz. Baya aptalız yahu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder